Hakkımızda
TEHİS, Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası 18 NOLU Eğlence ve Konaklama iş kolunda faaliyet için 11 Aralık 2020 tarihinde kurulmuştur. . Bağımsız bir sendikadır. Genel merkezi İstanbul’dadır.
TEHİS, İstanbul’un dışında, İzmir, Adana, Bursa, Mersin ve Hatay’da örgütlenme çabası içerisindedir. Örgütlenme faaliyetini ağırlı olarak kafelerde, barlarda, otellerde, dinlenme tesislerinde, düğün salonlarında, restaurantlarda çalışan işçiler; garsonlar, aşçılar, komiler, baristalar, motokuryeler, bulaşıkçılar, barmaidler, müzisyenler, resepsiyonistler, kat görevlileri, valeler ve belboylar arasında sürdürmektedir. 2020 yılında küresel Covid salıgınının etkileri, tüm dünyada işçi sınıfını açlığa, hastalığa ve ölüme mahkum ettiği bir zamanda, sektörde çalışan işçiler olarak 2020 yılının Aralık ayında sendikamızı “İşçiler Birlikte Güçlü” haykırışı ile kurduk. Yüzbinlerce işçinin çalıştığı işyerlerimizde, güvencesiz ve esnek çalışma, uzun mesai saatleri ve keyfi işten çıkarmalar zaten oldukça yaygındı. İrili ufaklı farklı yüzlerce iş yerinde oldukça ağır koşullarda çalışmaktaydık. Pandemiyle birlikte aniden, üstelik hiçbir güvence sağlanmadan işsiz bırakıldık. Çalışanlar İçin Tedbir ya da Destek Yok, Açlık Var Mart ayında başlayan pandemide, ilk olarak işyerlerimizden uzaklaştırıldık. Daha sonra haziran ayında işyerlerinin bir bölümünün açılmasıyla bazılarımız tekrar işbaşı yapabildi. Kasım ayının ortasında alınan yeni tedbir kararıyla; yeme, içme ve eğlence sektörünün büyük bölümü yeniden kapandı. Kafelerin ve eğlence mekanlarının paket servis dışında hizmet vermesinin kısıtlanması sonrasında 900 bine yakın işçi olarak, işsiz kaldık. Bu sayı, yalnızca sigortalı olanlarımızı kapsıyor. Fakat herkesin bildiği gibi bir o kadar da sigortasız ve göçmen işçi olduğu için kayıt dışı çalıştırılan arkadaşlarımız var. Yani toplamda 1 milyona yakın işçi ve ailelerimizle birlikte 3 milyona yakın kişi açlığa mahkum edildik. Geçinemiyoruz Sigortalı çalışanların büyük bölümü ücretsiz izne çıkartıldı. Sigortasız veya kayıtdışı çalışanlar ise doğrudan işsiz kaldı. İşten çıkarmaların yasaklanması gerekçe yapılarak ücretsiz izne gönderilen bizlerin çoğu belli gerekçelerle söz verilen 1059 lirayı da alamıyoruz. O arada, kıdem tazminatımızı alıp işten çıkma hakkımız da gasp edildi. Birikmiş borçlarımızı ödeyebileceğimiz ya da bir açığımızı kapatabileceğimiz kıdem hakkımıza böylece devlet tarafından el koyulmuş oldu. Çünkü kayıtlı olarak işten çıkarmak yasak! Sektörde çalışan bizler, başka bir sektörde iş bulsak bile, kıdem haklarımızı yakmak istemiyoruz. Ama istifaya zorlanıyoruz. Bir kısmımız da daha az paraya daha uzun saatler çalışmak zorunda bırakıldı. Pandemi öncesinde işlerin bir kısmını yaparken, şimdi tüm iş bize kaldı. Kısa çalışma ödeneği alan patronlar, ödenek dışında kalan ücretlerimizi ödemedi, maaşlarımızın bir kısmına el koydular ve koymaya devam ediyorlar. Evde Kalırsak Aç Çalışırsak Korona İşsizlik fonunun patronlara peşkeş çekilmesi sonrasında 1000 liraya yaşamaya mecbur bırakıldık. Bizleri 1000 liraya yaşamaya mecbur bırakanlar, öyle yaşanabileceğini düşünüyorlarsa, buyursunlar kendileri yaşasınlar, biz buna razı değiliz. Ev kirası, faturalar, ısınma, yeme/içme üst üste eklendiğinde bu parayla yaşamanın mümkün olmadığı belli değil mi? Bizleri açlığa ya da borçla yaşamanın ezikliğine mahkum ediyorlar. Hepimiz, kartlara ve borçlarla didişmeye şimdiden başladık. Bu dönemde çekmek zorunda kaldığımız kredilerle geleceğimizi ipotek altına aldılar. Borçlarımızı ödeyebilmek için düşük ücretlerle çalışmaya zorlanıyoruz. Covid hastalığına yakalanma riskinin en yüksek olduğu sektörde çalışan bizlerin, sağlığı patronların keyfine bırakılmıştır. Göstermelik tedbirlerle çalışmaya zorlanıyoruz. İş yerlerinde tuvaletleri ve müşterilerin temas ettiği başka her şeyi biz temizliyoruz, bulaşıkları biz yıkıyoruz, hastalıkla burun buruna çalışıyoruz. Bu duruma rağmen, hastalığa yakalanmamak için gerekli tüm tedbirleri kendimizin alması gerekiyor. Maskeleri bile patronlar değil, biz işçiler almak zorundayız. Böyle devam edemez, etmemeli! Birlikte güçlüyüz Patronlar da devlet de biz işçilerin yaşamlarını düşünmüyor, çalışanlara hiçbir güvence sunmuyor. Bu dönemde bizlerin mağduriyetinin asıl sebebi patronlarımız olan küçük esnaftan ziyade devlettir. O yüzden de, muhatap almamız gereken kurum devlettir. İşçilerin işçilerden başka dostu yok. İşçiler ancak diğer işçilerle dayanışarak ve örgütlenerek pandemi sürecini atlatabilir. Turizm, Eğlence, Hizmet İşçileri Sendikası